Çapraşık dişler günümüzde kişilerin gülüşlerinde en fazla rahatsız olduğu sorunlardan biridir. Bunun yanı sıra aralıklı dişler ve çenelerin birbirleriyle uyumsuzluğu gibi başka etkenler de hem diş dizilimini hem de genel yüz estetiğini olumsuz şekilde etkileyip çiğneme fonksiyonu ve dış görünüşü bozabilmektedirler. Bütün bu diş dizilimi ve çene yapısı sorunlarının çözümü tel tedavisi olarak da anılan ortodontik tedavi ile mümkündür.
Diş dizilimindeki ve çene yapılarındaki bozukluklar ve orantısızlıkların aparey olarak adlandırılan uygulamalar, diş telleri ve dişe yapıştırılan braketler kullanılarak düzeltildiği tedavi yöntemlerine genel olarak ortodontik tedavi (tel tedavisi) ismi verilmektedir.
Diş dizilimindeki ve çene yapılarındaki uyumsuzluklar yalnızca estetik olarak değil fonksiyonel olarak da bir takım eksiklikler yaratmaktadır.
Bu fonksiyonel eksikliklerden biri çiğneme hareketinin doğru olarak yerine getirilememesidir. Yanlış ya da eksik çiğneme hareketleri sonucu hem yüz kaslarında, hem çene eklemlerinde hem de sindirim sisteminde çeşitli sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Bunun yanı sıra yüz estetiğin büyük bir parçası olan dişlerde görülen estetik bozukluklar kişilerin hem psikolojik hem de sosyal anlamda sıkıntılar yaşamalarına sebep olabilmektedirler.
Uzun dönemlerde bu problemlerle karşılaşmamak ortodontik tedavi ile mümkün olmaktadır.
Ortodontik tedavi (diş teli tedavisi) her yaş grubundan hastaya yapılabilmektedir. Genellikle halk arasında yalnızca gençlerin ve çocukların bu tedaviden faydalanabileceğine dair yanlış bir inanış mevcut olsa da aslında insan hayatının her döneminde ortodontik tedavi uygulanmaktadır. Yalnızca bazı iskeletsel bozuklukların eşlik ettiği durumlarda, kemik gelişimi tamamlanan hastalarda ”ortognatik cerrahi” adı verilen cerrahi işlemlerden de faydalanmak gerekebilmektedir.
Ortodontik tedavinin süresi var olan bozukluğun çeşidi ve seviyesiyle ilişkilidir. Küçük çapraşıklıklar gibi tedavinin daha basit olduğu durumlarda birkaç ay içinde ortodontik tedavi tamamlanabilirken kimi zaman da iskeletsel bozuklukların eşlik ettiği daha zor vakalarda tedavi birkaç yıl sürebilmektedir.
Ortondontik tedavi sırasında ağız hijyeni çok büyük önem taşımaktadır. İyi bir ağız hijyeninin sağlanamadığı durumlarda, ortodontik tedavi sırasında dişler çok daha hızlı çürüyebilmektedir. Kullanılan braketlerin ve tellerin etrafında oluşabilecek plak birikimi hem dişlere hem de diş etlerine zarar verebilmektedir. Bu nedenle ortodontik tedavi sırasında ağız hijyeninin sağlanmasında standart diş fırçalaması yeterli olamamaktadır. Hekimler tarafından tavsiye edildiği şekilde, ara yüz fırçaları, tek demetli fırçalar, özel diş ipleri gibi ağız hijyenine yönelik ürünlerle braketlerin ve tellerin etrafının da doğru şekilde temizlenmesi gerekmektedir.
Özellikle sabit ortodontik tedavi süresince erik, kuruyemiş ve bunlar gibi sert ve kabuklu gıdalar tüketilmemelidir. Bu gıdalar braketler üzerine kuvvetli basınç uygulayacağından kırılmalarına ve dişten ayrılmalarına sebep olabilmektedirler. Böyle durumlarda vakit kaybetmeden hekime başvurulmalı ve kırılan braketin yenisi takılarak tedaviye devam edilmelidir.
Asitli içeceklerin tüketimi diş ve braketin yapışmasını olumsuz etkilemektedir. Bu sebeple ortodontik tedavi sırasında asitli içeceklerden uzak durmak gerekmektedir.
Eğer tedavide takılıp çıkarılabilen hareketli apareyler kullanılıyorsa, tedavinin hızlı bir şekilde ilerleyebilmesi için, bu apareylerin yemek yenilen durumlar dışında ağızdan çıkarılmaması gerekmektedir. Aynı zamanda apareylerin hekimin tarif ettiği şekilde doğru kullanımı ve temizliği de önem taşımaktadır.
Ortodontik tedavi sırasında genellikle ayda bir hekim kontrolüyle tedavinin aşamaları gerçekleştirilmektedir. Bu sebeple hekim randevularına düzenli bir şekilde gitmeye özen gösterilmelidir.
Ortodontik tedavi sonrasında kimi zaman çapraşıklıklarda küçük miktarda geri dönüşler olabilir. Bunlara karşı önlem olarak hastalara koruyucu apareyler ya da dişlerin arkalarına yapıştırılan koruyucu teller uygulanmaktadır. Tedavi sonlansa dahi herhangi bir geri dönüş yaşanmaması adına yılda iki defa yapılacak hekim kontrolleri önem teşkil etmektedir.
Ortodontik tedavi öncesinde hastanın diş ve çene yapılarının incelenerek tedavi ihtiyacının doğru şekilde belirlenmesi çok büyük önem taşır. Bu nedenle öncelikle detaylı bir ağız içi muayene yapılır. Bunun yanında ölçüler alınarak çene modelleri elde edilir ve dişlerin kapanış şekli özel mumlar aracılığıyla belirlenerek bu modellere uygulanır.
Eğer hasta ağzında çürük dişler ve diş taşları gibi problemler mevcutsa, ortodontik tedaviye başlanmadan önce bu sorunlar giderilir.
Radyolojik görüntüler yani röntgen filmleri var olan iskeletsel ve dişsel bozuklukların sınıflandırılmasında büyük katkı sağlar. Ortodontik tedavi ihtiyacının belirlenmesinde genellikle ”sefalometrik” ve ”panaromik” çene filmleri olarak adlandırılan radyolojik görüntüler kullanılır.
Bu röntgen filmleri üzerinde hekim tarafından yapılan açısal hesaplamalarla ortodontik bozukluklar tam olarak tespit edilmektedirler.
Çene darlığı olarak adlandırılan çapraşık dişlerin bulunduğu durumlarda dişlerin doğru şekilde dizilebilmesi için kimi zaman genişletici apareylerden faydalanılarak çeneler genişletilebilir. Bu yöntem genellikle henüz çene gelişimini tamamlamamış genç hastalarda kullanılır.
Gerekli yerin bu şekilde sağlanamadığı durumlarda diş çekimleri gerçekleştirilebilir.
Alt ya da üst çenenin konumuna bağlı ortodontik bozukluklarda kimi zaman ağız dışı uygulamalardan faydalanılabilir.
Yer darlığı ve iskeletsel konumlarla ilgili problemler çözümlendikten sonra dişlerin doğru dizilimi ve kapanışının sağlanması aşamasına gelinir. Bu aşamada braket adı verilen ve dişlere yapıştırılan özel malzemeler ve tellerden faydalanılır. Apareyler genellikle takılıp çıkarılabilen şekillerde kullanılırken braketler ve bunlara bağlanan teller ağızda sabittir. Bu sebeple braket tedavileri sabit ortodontik tedavi olarak anılırlar.
Sabit ortodontik tedavilerde geleneksel metal braketler kullanılabildiği gibi hastanın isteği doğrultusunda estetik seramik braketler de kullanılabilir. Bazı durumlarda ise braketlerin dişlerin ön yüzleri yerine dile bakan arka kısımlarına yapıştırıldığı ”lingual ortodonti” olarak anılan yöntem uygulanabilir.
Kimi zaman dişlerin doğru şekilde kapanması ve diş diziliminin doğru oluşturulması amacıyla braketler ve tellerle beraber özel lastiklerden de yardım alınmaktadır.